Mary Katrantzou’nun Sonbahar/Kış defilesinin görür görmez beni büyülemesindeki tek etmen, çocukken defalarca, belki yüzlerce kez izlediğim Fantasia’dan sahneleri desenlerinde kullanması değil. Bu desenleri kullanırken kullanılan tekniklerde kolaya kaçılmadığı her halinden belli, boncuk işçiliği tanık olmak için çok geç doğduğum bir dönemin Paris atölyelerini hatırlatıyor. Hatta bu defilede, couture’ün geçmişine referansta bulunan tek şey, detaylara gösterilen özen değil, siluetlerde moda tarihinin birçok farklı döneminden bir şeyler ödünç alınmış. Bana en çok varlığını hissettiren referanslar ise; ayakkabı modelleri ve kumaş kullanımı ile 1800’lü yılların sonları ve işlemeleri ve elbiselerin vücuttan dökülüşü ile 1920’li yıllar. Bu tarihi referanslar, 90’lı yılların Fantasia’sının desenlerinin soyutlanmış zerafetiyle bürünmüş olunca, beni bütün hassas noktalarımdan vuran bir defile olmuş…